top of page

Tüp Bebek Tedavisinde BaÅŸarıyı Etkileyen Konular

"Bu sayfada özellikle ekibimizin dikkatini çeken güncel tüpbebek konuları hakkındaki makalelerin türkçelerini bulacaksınız. Sizin de anlaycağınız ÅŸekilde bilimselliÄŸini yitirmeden bilgilendirmeyi planlamaktayız." 

Kronik Endometritin (Rahim Zarı İltahabının)
Tüp Bebek Başarısına Etkisi

Kronik Endometritin(Rahim zarı iltahabı) IVF BaÅŸarısına Etkisi Tüp bebek (IVF) baÅŸarı oranları mükemmel olmaktan uzaktır. Ä°mplantasyon (rahime yerleÅŸme) süreci hakkındaki bilgimiz yeterli düzeyde deÄŸil.

 

Hangi faktörler rahime yerleÅŸmeye yardımcı oluyor veya hangileri engelliyor ? Sorusu ise üzerinde ençok çalışılan konudur. Kronik endometrit, tekrarlayan implantasyon (rahime yerleÅŸme) baÅŸarısızlığı ile iliÅŸkili patolojilerden biri olarak tanımlanmıştır. Son zamanlardaki bir sistematik derlemeyi anlatan yayında, kronik endometritin (rahim zarı iltahabı) tüpbebek baÅŸarısı üzerindeki etkisini deÄŸerlendirdi. Meta-Analiz Bulguları

 

Bu meta-analize, kronik endometrit ile tekrarlayan implantasyon baÅŸarısızlığı (iki veya daha fazla baÅŸarısız tüpbebek siklusu) arasındaki iliÅŸkiyi deÄŸerlendiren beÅŸ çalışmanın (toplam 796 hasta) sonuçları dahil edildi. Tüm çalışmalarda, foliküler faz endometriyal biyopsileri elde edildi ve kronik endometriti doÄŸrulamak için plazma hücreleri veya immünohistokimya ile çalışıldı .Endometriti tedavi etmek için doksisiklin, siprofloksasin ve metronidazol kullanıldı.

 

Edometrit için tedavi alan gruptaki sonuçlar , kalıcı kronik endometrit ( tedavi almayan grup) ile karşılaÅŸtırıldığında çok daha iyi çıktı . Canlı doÄŸum oranı oranında artış izlendi (OR 6.81 ;% 95 güven aralığı, 2.08-22.24) Kronik sonuçlar, kronik olmayan endometrit olguları ile kıyaslandığında, kronik endometrit sonrası benzerdi. Canlı doÄŸum oranı, klinik gebelik oranı ve implantasyon oranı anlamlı olarak farklı deÄŸildi. Yardımcı üreme teknikleri arasında Ä°VF (tüpbebek) hamilelik elde etmek için hastaya en yüksek ÅŸansı vermektedir.

 

Yazarlar kronik endometrit tedavisinin, kalıcı hastalıklara kıyasla IVF sonrası üstün klinik sonuçlara yol açtığı sonucuna varmışlardır. Ä°lk denmede dahi baÅŸarılı olamamak hasta ve doktoru strese sokar. Bu sonuç da bize tekrarlayan tüp bebek baÅŸarısızlığı olanlarda kronik endometritin akılda tutulması gereken bir olgu olduÄŸunu göstermektedir.

Diyetin Kısırlık Tedavisindeki Etkisi

​

Gebelik isteyen genç çiftlerin %25-30'u herhangi bir problemleri olmadığı takdirde ilk aylarda istedikleri gebeliÄŸe kavuÅŸurlar. 1 yılın sonun da ise genç çiftlerin %85 i gebelik elde eder. Ä°stediÄŸi gebeliÄŸe ulaÅŸamayan %10-15 lik bir grup vardır. Ä°leri tetkik ve araÅŸtırma gerektirir.

​

Kısırılığın bilinen birçok nedeni vardır.Yumurtlama bozuklukları, tüplerin kapalı olması ve sperm sayısındaki azalma veya yapısının bozuk olması gibi. Kısırlık için geçerli risk faktörlerinden bazıları deÄŸiÅŸtirilebilebilir.. YaÅŸ ve yumurtalık rezervi deÄŸiÅŸtirilemeyen risk faktörleri iken, kilo, hayat tarzı ve alışkanlıklar ise deÄŸiÅŸtirilebilir risk faktörleridir. Yapılan son çalışmalarda ise diyetin üreme endokrin sistemi üzerine etkileri araÅŸtırılmıştır. Endokrin faaliyetlerin sürdürülmesi için yeteri kalorinin yanında macro ve micro besinlerinde alınması, enzim aktivitesi içinde elementlerin dahi belirli düzeyde kalması gereklidir.

​

Diyettin Kısırlık üzerine etkisini araÅŸtırıken ençok aranan maddeler aÅŸağıda sıralanmıştır.

​

Folik Asid: Üreme hücrelerinin sayısını direkt olarak etkiler. Buda gebelik oranlarına direkt etki demektir. Nöral tüp defektini engellemek için günlük 400-800 microgram alınması gerekir. Günlük olarak 800 microgramdan fazla alan kadınların Ä°VF vey IUI tedavilerinde daha iyi sonuç aldığı ispat edilmiÅŸtir.

​

D Vitamini: Yumurtalık ve rahim zarında D vitamini resptörleri bulunmuÅŸtur. Aşırı dercede düÅŸük d vitamini düzei olanlar (<20 ng/ml) yüksek spontan düÅŸük riski taşırken, yeterli D vitamini düzeyine sahip olanalrın yardımcı üreme tekniklerinde baÅŸarı oranları çok daha yüksektir.

Karbonhidrat: Glukoz ve insülin düzeyi üzerine etkilidir. özellikle polikistik overi olan kadunlarda karbonhidrat kısıtlaması ile insülin duyarlılığı arttırılır. DoÄŸru ve uzun süreli yapılan diyetlerle yumurtlam dahi elde edilir. 

​

Akdeniz Diyeti

​

Akdeniz diyeti kurallı bir diyet planı yerine yemek yemeyi temel alan bir beslenme planıdır. Akdeniz çanağındaki komÅŸu ülkelerin piÅŸirme ve yemek yeme alışkanlıklarına dayanan bir beslenme ÅŸeklidir . Med Diet oalrak kısaltılmıştır. Ä°lk olarak 1993 yılında Harvard Halk SaÄŸlığı ve Dünya SaÄŸlık Örgütü’nün iÅŸbirliÄŸi ile Akdeniz Diyeti Piramidi oluÅŸturulmuÅŸtur. Daha sonra ki yıllarda da Akdeniz diyetinin popülerliÄŸi giderek artmıştır.

Diyetin ana özelliÄŸi taze meyve ve sebzeler ile beslenme; zeytinyaÄŸlı sebze ve baklagil yemeklerini öÄŸünlere ekleme; tereyağı gibi yaÄŸ çeÅŸitlerini tüketmeme; süt, peynir, yoÄŸurt gibi besinlerin yarım yaÄŸlı olanlarını tercih etme; kırmızı eti ve tatlıları az ve nadir tüketme gibi beslenme maddeleri bulunmaktadır. Bu beslenme ÅŸeklinde günlük alınan kalorinin %35-40’ı yaÄŸ kaynağı olan zeytinyağı, ceviz, fındık, badem, avokado gibi besinlerden gelmektedir.

Akdeniz Diyeti tarzı beslenme piramidine bakıldığında piramidin tabanında sosyal hayat, kalabalık ortamlarda yemek yeme gibi sosyal yaÅŸamı desteklenmesi gerektiÄŸi vurgulanmıştır. Piramidin üst katmanlarına çıkıldıkça zeytinyağıi zeytin, sebze ve akdeniz meyveleri ve tahıl çeÅŸitleri bulunur; bir üst tabakada deniz ürünleri; onun üst katmanında süt ürünlerinden orta yaÄŸlı olanlar , yumurta, tavuk eti; en üst katmanda ise yaÄŸsız kırmızı et ve tatlılardan da sütlü olanlar bulunmaktadır. Bu beslenme ÅŸekline 4 litre taze su eklemek ÅŸarttır. Akdeniz de ÅŸarap ise tanrıların içeceÄŸi olarak tanımlanır ve 2 bardak içilmesine itiraz edilmez.


 

Akdeniz diyetinde dikkat edilmesi gerekenler:

  • Beslenme düzeninde mutlaka taze sebze ve meyve yer alır.

  • Yulaf, kepek, karabuÄŸday, gibi tam ve iÅŸlenmemiÅŸ tahıllardan oluÅŸan grubu günlük enerji kaynağı olarak kullanmak gerekir.

  • Sebze ve bakliyat yemekleri az piÅŸirilir. Mutlaka zeytinyağı veya fındık yağı gibi tohum yaÄŸları ile hazırlanmalıdır.

  • YaÄŸ kaynağı olarak tereyaÄŸ ve hindistan cevizi yağı yerine zeytinyaÄŸ, fındık yağı, ceviz, badem, fındık ve avokado gibi besinler tercih edilmelidir.

  • Tavuk veya tercihen balık eti haftanın 2 günü tüketilmeli, yumurta gün aşırı yenmelidir.

  • Kırmızı et ve tatlı türü besinler çok nadir tüketilir.

  • Süt, yoÄŸurt, ayran, peynir gibi süt ve süt ürünlerinin yarım yaÄŸlı olanları tercih edilmelidir.

Akdeniz diyetine başlanırken değiştirmemiz gereken ana başlıklar

  1. Sebze tüketimini artırın. ÖÄŸünlere bol yeÅŸillikli salatalar, fırında sebzeler, sebze çorbaları ve sebzeli pizza gibi yemek örnekleri eklenebilir.

  2. Hazır et ürünlerini tüketmemeliyiz . Taze et hazırlanmalı ve kırmızı et tüketimi ayda bire kadar düÅŸürülebilir.

  3. Süt ürünlerininden yoÄŸurt, kefir ve peynir altı suyu tercih edilmeli. Tam yaÄŸlı sütler eyrine orta ve az yaÄŸlı süt ürünleri tercih edilmeli.

  4. Haftada en az 2 kez deniz ürünleri yiyin. Türkiye'de kış aylarında özellikle deniz balıkları tüketimini artırmak gerekir. Palamut, sarıkanat, lüfer gibi büyük balıklar, somon gibi ithal balıkların tüketimi teÅŸvik edilir. . Ä°stiridye, midye gibi deniz ürünleri de insan saÄŸlığına yararlıdır. Bu besinlerin tüketimi artırılabilir.

  5. Haftanın 1 günü akÅŸam öÄŸününde vejetaryen yemek yiyin. Akdeniz beslenmesine baÅŸlama aÅŸamasında zeytinyaÄŸlı yemeklere ve sebze tüketimine alışılabilmesi için 1 öÄŸünde vejetaryen beslenme uygulanabilir. Kullanılacak baharatlar ve deÄŸiÅŸik piÅŸirme teknikleri ile ailenize akdeniz diyetini sevdirin. . Fasulye, nohut, mercimek gibi besinler ile hazırlanmış salatalar tüketilebilir.

  6. Ä°yi yaÄŸlar kullanın. Günlük yemeklere zeytinyağı, fındık yağı, fıstık yağı gibi yaÄŸ çeÅŸitleri eklenebilir. Beslenme planınında yaÄŸ ihtiyacı saÄŸlıklı sıvı yaÄŸlardan, ceviz, badem, fındık ve avokado gibi besinlerden karşılanabilir.

  7. Tam tahıl ürünleri seçin. Tam tahıl ürünleri birçok besleyici madde içerir ve zengin lif içeriÄŸi sayesinde tokluk süresinin uzamasına da etki eder. Bulgur, arpa, siyah ve kırmızı pirinç gibi Akdeniz tohumları yemeklerde tüketilebilir.

  8. Tatlı olarak taze meyve yiyin. Gün içerisininde tatlı ihtiyacının karşılanması için taze meyveler veya iÅŸlem görmeden kurutulmuÅŸ meyveler tercih edilebilir. Åžerbetli tatlılardan ve pasta ve kremalardan uzak durun.

bottom of page